YURT DIŞI HİZMET FATURALARI

YURT DIŞI HİZMET FATURALARININ KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN İRDELENMESİ

İkametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi tır.

Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV kesintisi yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.

ÖRNEK:

Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan firmalardan;

  • Türkiye’de inşa edilecek bir alış-veriş merkezi için yurt dışında çizilip Türkiye’ye gönderilen mimari proje hizmeti alınması,
  • Türkiye’de faaliyette bulunan enerji santralinin işletilmesine ilişkin olarak yurt dışından verilen danışmanlık hizmeti alınması,
  • KDV mükellefiyeti olmayan genel bütçeli bir idareye yurt dışından verilen bilgisayar yazılım hizmeti,
  • KDV mükellefiyeti olmayan bir sivil toplum kuruluşuna konusuyla ilgili olarak dünyadaki hukuki gelişmeler hakkında yurt dışından bilgi gönderilmesi hizmeti. Alınması,
  • Yazılım alınması,
  • Tahlil, Görüntüleme ve Test hizmetleri alınması,
  • Hazır paket bilgisayar programı satın alınması,
  • WEB Tasarım hizmeti alınması,
  • Tamir, Bakım ve Montaj hizmeti alınması,
  • Gözetim ve Nezaret hizmetleri alınması,
  • Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, lisans, marka, know-how, ihtira, işletme, alâmetifarika ve bunlara benzer gayri maddi haklar için ödenen bedeller,
  • Kiralama hizmetleri karşılığında ödenen bedeller ( finansal kira ve normal kira),
  • Elektronik ortamda hizmet alınması,
  • Google ve benzeri kuruluşlara internette reklam verme hizmeti alınması,
  • Her nevi komisyon hizmetleri alınması,
  • Yurt dışında yapılan ilan veya reklam hizmetleri,
  • Yurt dışında yaptırılan fason iş hizmetleri,

KDV Sorumluluğu gerekmediği halde 2. Numaralı KDV beyannamesi verilmesi halinde; Mükellef isterse indirim yolu ile indirebilir, isterse düzeltme hükümleri uyarınca terkin ettirebilir ve geri alabilir.

KDV Sorumluluğu yerine getirilmez ise; Söz konusu KDV bedelinin %100 oranında vergi zıyaı cezası uygulanır. Ayrıca gecikme faizi alınır.

YURT DIŞI HİZMET FATURALARININ GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN İRDELENMESİ

Yurt dışında yerleşik kişi ve kurumlar, Türkiye’de mukim gerçek ve tüzel kişilere hizmet sunmak suretiyle elde ettiği gelirler nedeniyle ve vergi anlaşmalarında aksine hüküm olmaması şartıyla Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulurlar.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi kapmasında yapılacak stopajın şartları

  • Hizmeti sunan yurt dışında mukim bir gerçek kişi olmalıdır.
  • Yapılan hizmet niteliği itibariyle Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi kapmasında tevkifat yapılacak hizmetler arasında sayılmalıdır.
  • Kendisine hizmet sunulan kişi veya kurum Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde yer alan tevkifat yapmak zorunda olanlar arasında sayılmalıdır.
  • İlgili ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalıdır veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapmasında yapılacak stopajın şartları

  • Hizmeti sunan yurt dışında mukim bir kurum olmalıdır.
  • Yapılan hizmetin niteliği itibariyle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapmasında tevkifata tabi olması gerekir.
  • İlgili ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalıdır veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.

193 sayılı VUK ile 5520 sayılı K.V.  açısından brüt tutar üzerinden stopaj yapılır. Oluşacak vergi kesintisi muhtasar beyanname ile vergi dairesine beyan edilecektir. Stopaj oranı %20 tır.

ÇVÖA

Çifte vergilendirme tek bir vergi konusu üzerinden birden fazla vergi alınmasına denilmektedir. Vergilemede kural, vergi konusu olan şeyin bir kez vergilendirilmesidir. Çifte vergilendirme aynı vergi otoritesince olduğu kadar farklı otoriteler tarafından da yapılabilmektedir.

İşte bu amaçla ülkeler arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları imzalanmakta ve böylece çifte vergi ödeme önlenmektedir.

ÇVÖA incelenir ve sözleşmeden stopaj oranın kaç olduğu görülür. Örneğin; İngiltere-Almanya,  İtalya, Fransa gibi ülkelerde kurum stopaj oranı % 10 tır.

Türkiye’de Stopaj oranı %20 tır.

Uygulama: Türkiye Stopaj oranı %20 (-) ÇVÖA’ deki kurum stopaj oranı % 10 = %10

Örnek: Lisans bedeli Brüt 200.000,00 USD olsun ve bunun karışlığı Türk Lirası karşılığı 6.000,000,00 TL olduğunu var sayalım.

Çözüm: Türkiye’deki X firma; 6.000.000,00x%10 = 600.000,00 TL K.V. stopajını muhtasar beyanname ile beyan edecektir.

Ayrıca; 6.000.000.00 TL X %20 = 1.200.000,00 Lirayı 2. Numaralı KDV beyannamesi ile beyan edecek ve 1. Numaralı beyannamesinde İNDİRİLEBİLİR KDV olarak işlem yapacaktır

Mukimlik Belgesi: ÇVAÖ Sözleşmesine taraf olan ülkede gelir eden mükellef, mukim olduğu ülkenin yetkili makamlarından aldığı ve o kişinin veyahut kurumun ilgili ülkede yerleşik ve vergi mükellefi olduğunu gösteren resmi belgedir.

Şimdi: X A.Ş. Söz konusu %10 tan işlem yapması için hem o ülke ile ÇVAÖ Sözleşmesi olacak ve hem de mukimlik belgesi olacak. Yoksa Stopaj oranı % 20 tır.  Yani % 10 tan yararlanamaz.

ÖRNEK: Türkiye’de üretici olan X firması tarafından, Türkiye’de yaptığı üretim için İSVEÇ ’te mukim Y firmasına 200.000-USD YAZILIM faturası karşılığında ödeme yapılacağını ve Türkiye ile İSVEÇ arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) olmadığını varsayalım. Yapılacak ödeme iki farklı şekilde, iki farklı yöntemle gerçekleştirilebilir.

Birinci yol; Ödeme brüt olarak, stopajı/vergisi kesilerek (Türkiye ile İSVEÇ arasında ÇVÖA olmadığı için genel oran olan % 20 stopaj kesilerek) geriye kalan 160.000-USD İSVEÇ ’de mukim Y firmasına gönderilir. Bahse konu lisans ödemesine istinaden ilgili vergi dairesine yapılan stopaj matrahı (Kurumlar Vergisi) beyanı ve KDV matrahı beyanı 200.000-USD karşılığı TL olarak beyan edilir.

İkinci yol; Ödeme net olarak, net tutar üzerinden 200.000-USD olarak İsveç’te mukim Y firmasına gönderilir. Bu durumda, stopaj matrahına ulaşmak için yapılan ödeme brüt hale getirilir. Şöyle ki: % 80’i  200.000-USD ise,  % 100’ü  ne kadardır.  İçler dışlar çarpımı sonucunda, bütün vergi hesaplamalarımızda dikkate almamız gereken brüt hale getirilmiş olan matrah 250.000-USD tır. Tüm vergilerin, Kurumlar Vergisi/Stopaj ile sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV’nin bu tutar (yani 250.000-USD matrah) üzerinden ilgili vergi dairesine Muhtasar Beyanname ve 2 Numaralı KDV Beyannamesiyle beyan edilip ödenmesi gerekir.

ÖZELGE

Tarih    :               24.10.2019

Sayı        :              39044742-130[Özelge]-E.900225              

Konu     :              Yurt dışı mukimi firmalardan alınan hizmet karşılığı ödenen komisyon bedellerinin vergilendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin Libya’da yazılım ve donanım satışı yaptığı, bunun için yine aynı ülkede yerleşik bir firmadan müşteri bulunması noktasında hizmet alındığı ve ücret ödemesinin banka kanalıyla yapılarak karşılığında aracılık hizmet komisyon faturasının firma tarafından düzenlendiği ve hizmet alımının tamamıyla yurt dışında gerçekleştiği belirtilerek söz konusu müşteri bulma hizmetinin vergi mevzuatı açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin, Kanunun 1’inci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde safi kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, anılan maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denilebilir. Bir masrafın genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için, genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, giderin keyfi olmaması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.

Aynı Kanununun 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında; birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin 3’üncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 30’uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olup ticari kazanç kapsamındaki ödemelerden ise kurumlar vergisi kesintisi yapılacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 37’nci ve 5l’inci maddeleri ile tavassut (aracılık) işi ticari kazanç kapsamında değerlendirilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yurt dışındaki firma tarafından, şirketlerine verilen komisyonculuk hizmeti ticari faaliyet kapsamında bulunduğundan, Kurumlar Vergisi Kanununun 30’uncu maddesine istinaden dar mükellefiyete tabi kurumlara, ticari faaliyet kapsamında olması şartıyla yapılan ödemelerden tevkifat yapılmayacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, yurt dışında mukim şirketin Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmaması halinde, söz konusu ticari kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Buna göre, şirketinizin yazılım ve donanım satışı faaliyetine ilişkin giderlerin ticari faaliyetle ilgili olarak, işin önem ve genişliği ile orantılı olması ve Vergi Usul Kanununun 229 ve takip eden ilgili maddelerinde yer alan belgelerden biri ile tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkündür.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği,

hüküm altına alınmıştır.

60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.1.1. Yurt dışındaki İşlemler” bölümünde; KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurt dışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurt dışında yararlanılan hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir. Türkiye’de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

Buna göre, Türkiye’deki bir mükellefin;

-Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti,

Türkiye’de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye’de faydalanılmadığından KDV’nin konusuna girmemektedir.

Bu itibarla, Şirketiniz tarafından yurt dışına yapılan yazılım ve donanımla ilgili satışlarla ilgili olarak yurt dışında mukim firmaların yurt dışında vermiş olduğu müşteri bulma hizmeti, ihraç edilen ilgili satışlar yurt dışında tüketileceğinden ve dolayısıyla hizmetten de yurt dışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmemektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

ÖZELGE

TARİH   :              24.05.2011

SAYI       :              B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-4:2010-14009-65-312

KONU   :              Yurtdışındaki firmaya yapılan komisyon ödemelerinde vergilendirme hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, firmanızın turizm sektöründe faaliyet gösteren bir otel işletmesi olduğu, Haziran/2010 döneminde Almanya'da mukim bir firmanın çalışanlarının tesisinizde konakladığı, ancak yurt dışındaki ilgili müşterileri bulan, organize eden ve tesisinize gönderen yine Almanya'da mukim bir seyahat acentesinin vermiş olduğu müşteri bulma hizmetinin bedeli olarak tarafınıza komisyon faturası gönderdiği, söz konusu faturaya kurumlar vergisi ve katma değer vergisi (KDV) stopajı uygulanıp uygulanmayacağı ve stopaj uygulanması durumunda, stopaj oranının ne olacağı konusunda tereddüt hasıl olduğu belirtilerek Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3. maddesinin ikinci fıkrasında; birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 30. maddesinin birinci fıkrasında; dar mükellefiyete tabi kurumların anılan fıkrada bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, yurt dışındaki seyahat acentesi tarafından şirketinize verilen aracılık hizmetleri ticari faaliyet kapsamında bulunmaktadır. Dar mükellefiyete tabi kurumlara komisyon hizmetlerine ilişkin olarak ticari faaliyet kapsamında yapılan ödemeler KVK.nun 30. maddesinde tevkifata tabi ödemeler arasında sayılmadığından, şirketinizin yurt dışından müşteri bulmasına aracılık eden Almanya mukimi firmaya yapacağı komisyon ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Ancak söz konusu firmanın faaliyetinin yurt dışında pazar araştırması yapılması ve pazarlama ve yönetimhizmetleri gibi hizmetler dolayısıyla salt komisyonculuk işinin dışına taşması durumunda, verilen hizmetin GVK.nun 65. maddesi çerçevesinde serbest meslek kazancı niteliğinde değerlendirilmesi ve bu hizmet karşılığında ilgili firmaya ödenen komisyon bedelleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunun 30. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca %20 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

KDV YÖNÜNDEN

KDV Kanununun;

1/1. maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/2. maddesinde her türlü mal ve hizmet ithalatının, KDV ye tabi olduğu,

6. maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği

9. maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

hükme bağlanmıştır.

Buna göre, yurt dışındaki seyahat acentesi tarafından firmanıza verilen müşteri bulma hizmetinden Türkiye'de yararlanıldığından, Almanya'da mukim seyahat acentesi tarafından verilen bu hizmet KDV ye tabi tutulacaktır. Hizmeti veren firmanın Türkiye'de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığı takdirde, bu işleme ait KDV nin, KDV Kanununun 9. maddesi uyarınca firmanız tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Federal Almanya Cumhuriyeti ile imzalanmış olan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının KDV ye şümulü yoktur.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

ÖZELGE

Tarih     : 20.09.2017

Sayı        : 39044742-130-299297

Konu     : Yurt dışı aracılık hizmetlerinin KDV ve stopaja tabi olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin mekanik ve elektrik bileşenli makine, motor, otomobil, alet, cihaz, iletişim vb. ekipmanlarının test ve analiz faaliyetlerini gerçekleştirdiği, bu çerçevede İngiltere'de bulunan yabancı bir şirket adına yurt içinden ve yurt dışından müşteri bulduğu, İtalya ve Hindistan gibi ülkelerde bulunan şirketlere araç muayene testi yaptırdığı, bahsi geçen yabancı şirketlerle kendi şirketiniz arasında mal ithali ve mal ihracının olmadığı, sadece hizmet ithali ve ihracı yaptığı, bu faaliyet sırasında İngiltere'deki X şirketi için yurt dışında bulduğu ve hizmet aldığı Y şirketi tarafından şirketinize hizmet faturası kesildiği, şirketiniz tarafından da İngiltere'de bulunan şirkete hizmet faturası düzenlendiği, İngiltere'de bulunan X şirketi için Hindistan'daki Z şirketine otomobil emniyet kemeri uygunluk testi yaptırıldığı, test aşaması sonrasında Hindistan'daki Z şirketinin yapmış olduğu uygunluk testi karşılığında tarafınıza hizmet faturası düzenlediği dolayısıyla hizmetin yurt dışında gerçekleştiği ve yurt dışında faydalanıldığı belirtilerek aracılık ettiğiniz hizmetler nedeniyle KDV ve stopaj sorumluluğunuz olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 I. GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN:

 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumların kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış; üçüncü fıkrasında da dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar bentler halinde sayılmıştır. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimî temsilci bulundurulması konularında, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.         

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Kazanç Veya İradın Türkiye'de Elde Edilmesi" başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkrasında dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiğinin maddenin devamında belirtilen şartlara göre tayin olunacağı ifade edilerek; serbest meslek kazançlarında, serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesinin bu konuda kıstas olacağına hükmedilmiştir. Yine 7 nci maddenin üçüncü fıkrasında, bu maddenin birinci fıkrasının 3 üncü, 4 üncü, 5 inci ve 7 nci bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden maksadın, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılması olduğu hükme bağlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde de, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış; bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca dar mükellefiyete tabi kurumların Türkiye'de elde ettikleri serbest meslek kazançları üzerinden kurumlar vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüş olup 12.01.2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tevkifat oranı petrol arama faaliyeti dolayısıyla sağlanacak kazançlarda %5, diğer serbest meslek kazançlarında %20 olarak belirlenmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, yurt dışında mukim kurumlardan alınan test hizmetleri karşılığında yaptığınız ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca kurumlar vergisi tevkifatı yapmanız gerekmektedir.

Öte yandan, test hizmeti aldığınız kurumun mukim olduğu ülkelerle Türkiye arasında imzalanmış çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde, öncelikle bu anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.

II. KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

6/b inci maddesinde, hizmet ifalarında işlemin (hizmetin) Türkiye'de yapılmış sayılması için, hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması gerektiği,

8 inci maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanların verginin mükellefi olduğu,

9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "I/C-2.1.2.1. İkametgahı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye'de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler" başlıklı bölümünde;

"3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV'nin konusuna girebilmesi için Türkiye'de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye'de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanların Türkiye'de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan hizmetler KDV'ye tabi olacaktır.

Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV'nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.

KDV'nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye'de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır."

açıklamalarına yer verilmiştir.

Ayrıca 60 No.lu KDV Sirkülerinin "1.1.1. Yurtdışındaki işlemler" başlıklı bölümünde de, KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetlerin KDV'nin konusuna girmediği ve Türkiye'de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesinin söz konusu olmadığı ifade edilmiştir.

Buna göre, İngiltere'deki şirkete vermiş olduğunuz müşteri bulma ve aracılık hizmeti Türkiye'de yapılmayan bir işlem olup Türkiye'de de faydalanılmadığından KDV'nin konusuna girmeyen bu işlem için İngiltere'deki şirkete düzenlenecek faturada KDV hesaplanmayacağı gibi, bu hizmetlere yönelik yurt dışında mukim diğer şirketler tarafından yurtdışında gerçekleştirilen hizmetler nedeniyle Şirketinize düzenlenecek faturalar için de KDV tevkifatı söz konusu olmayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim...

ÖZELGE

Tarih : 18/03/2015

Sayı : 64597866-125[30-2014]-32

Konu : Yurt dışındaki firmaya yapılan komisyon ödemelerinde   vergilendirme

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin kendi markası altında üretim yaptığı gibi, Almanya'da yerleşik ...’ın ticari markası altında da üretim yaptığını, bu ürünlerin yurt içi ve yurt dışına satışını gerçekleştirdiğinizi, ayrıca ... AG'nin iştiraki olan ... Gmbh adlı şirket ile pazarlama ve satış desteği sözleşmesi imzaladığınızı ve bu sözleşmeye göre iki tip komisyon belirlediğinizi;

Bu komisyonlardan ilkinin; ... Gmbh'nin yönlendirmesi ile yurt dışı yeni pazarlara girip sadece yurt dışında satışını gerçekleştirdiğiniz kendi ürettiğiniz  ... markalı ürünlerin satış fiyatı üzerinden ülkelere göre değişen oranlarda (%7, %5 ve %0) belirlenen "İhracat Hizmet Komisyonu" ödemesi olduğu,

İkincisinin ise; yurt içi ve yurt dışında üçüncü taraflara ürettirdiğiniz ... markalı ürünlerin satışını gerçekleştirmek için .... Gmbh'den kalite-kontrol, dizayn, ambalajlama, logo çalışması vb. gibi teknik bilgi ve pazarlama stratejileri konularında destek aldığınızı ve bu hizmetler için ürünlerin alım bedelleri üzerinden değişen oranlarda (yurt içine %5, yurt dışına %5 veya %0) belirlenen "3. Taraf Üretimlerinin Pazarlama Hizmet Komisyonu" ödemeleri olduğu belirtilerek,

bahsi geçen bu komisyon ödemeleri için vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı, yurt dışına ihraç edilen ürünler için ödenen komisyonların KDV'den istisna olup olmadığı konularında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

1- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların, dar mükellef esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükmüne yer verilmiş, 3 üncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır.

Aynı Kanunun, 30 uncu maddesinde; dar mükellefiyete tabi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olup, 12.01.2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile serbest meslek kazançlarından yapılacak tevkifat oranı petrol arama faaliyeti dolayısıyla sağlanacak serbest meslek kazançlarından %5, diğer serbest meslek kazançlarından %20, ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden de %20 olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, Türkiye - Almanya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması 01.01.2011 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamıştır.

Şirketiniz tarafından yurt dışında mukim firmadan alınan hizmetler için yapılan "İhracat Hizmet Komisyonu" ve "3. Taraf Üretimlerinin Pazarlama Hizmet Komisyonu"  ödemelerinin, bu hizmetlerin sınai, ticari ve bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanılmasına yönelik gayrimaddi hak niteliğinde hizmetler olmaması koşulu ile, Türkiye – Almanya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının “Ticari Kazançlar”ı düzenleyen 7 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hizmetlerin gayrimaddi hak niteliğinde bir hizmet olması durumunda Anlaşmanın 12 nci maddelerinin 2 nci fıkralarının uygulanacağı tabiidir.

Anlaşmanın 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasına göre, Almanya mukimi bir şirketin söz konusu hizmetler karşılığında elde ettiği kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi için bu kazancın Türkiye’de bulunan bir işyeri vasıtasıyla elde edilmesi gerektiği aksi durumda vergilendirmenin Almanya’da yapılacağı hükmü yer almaktadır.

Türkiye – Almanya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının “İşyeri” başlıklı 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde, işyeri teriminin, bir teşebbüs tarafından, çalışanları veya teşebbüs tarafından bu amaçla görevlendirilen diğer personel aracılığıyla bir Akit Devlette ifa edilen ve herhangi bir 12 aylık dönemde toplam altı ayı aşan bir süre veya sürelerde devam eden (aynı veya bağlı proje için), danışmanlık hizmetleri de dahil, hizmet tedariklerini kapsayacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu hizmetler bakımından diğer devlette bir işyeri oluşup oluşmadığı bu düzenleme çerçevesinde belirlenecektir.

Bu hükümlere göre,

Şirketinizin imal ettiği ... markalı ürünleri yurt dışı pazarlara ve müşterilere satabilmesi için ödenen ihracat hizmet komisyonunun, yurt dışında mukim ... Gmbh'in yurt dışı müşteri bayi ağını size yönlendirme hizmeti karşılığı ödenmesi halinde, Türkiye'de  söz konusu Alman firma için Anlaşmanın 5 inci maddesi kapsamında bir işyeri oluşmaması durumda bu ödemelere ilişkin Türkiye'nin vergilendirme hakkı bulunmamaktadır.

3. taraf üretimlerinin pazarlama hizmet komisyonunun, şirketinizin yurt içi ve yurt dışında üçüncü taraflara fason olarak ürettirdiği ürünlerin satışını gerçekleştirmek için ... Gmbh'den pazarlama stratejisi yanında kalite-kontrol, ambalajlama, dizayn, logo çalışması vb. gibi teknik bilgiye dayalı hizmetlerin satın alınması karşılığı ödenmesi halinde, Gelir Vergisi Kanunu 65 inci maddesi kapsamında serbest meslek kazancı niteliğinde değerlendirilmesi ve bu hizmetler karşılığı ödenen komisyon bedellerinin, Türkiye – Almanya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması çerçevesinde adı geçen firmanın Türkiye'de bir işyeri bulunmaması şartıyla Almanya'da vergilendirilmesi gerekmektedir. Ancak, söz konusu komisyon ödemesinin gayrimaddi bir hakkın elde edilmesi nedeniyle ödenmesi halinde ise, bu kapsamdaki ödemeler için Anlaşmanın 12 nci maddesi uyarınca %10 oranında tevkifat yapılacaktır.

Diğer taraftan, şirketiniz tarafından yurt dışında yerleşik ilişkili firmalarla yapılan işlemlerde, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesindeki Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı hükümlerinin dikkate alınmasının gerektiği tabiidir.

2- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, Türkiye‘de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, birşeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

6/b maddesinde, hizmetin Türkiye'de yapılmasının veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye'de yapıldığını ifade ettiği,

9/1 maddesinde ise, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği

hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümlere göre,

İhracat hizmet komisyonu adı altında alınan hizmet, yurt dışında ifa edildiğinden ve bu hizmetten yurt dışında faydalanıldığından söz konusu hizmet KDV nin konusuna girmemekte olup firmanız tarafından sorumlu sıfatıyla KDV tevkifatı yapılmayacaktır.

Öte yandan, 3. taraf üretimlerinin pazarlama hizmet komisyonu adı altında alınan hizmetlerden yurt içinde satışını yaptığınız ürünler için hizmetten yararlanma Türkiye'de gerçekleştiğinden bu kısma isabet eden KDV tutarı için Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca firmanız tarafından sorumlu sıfatıyla KDV tevkifatı yapılacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Muhasebe Ücreti Öde
E-Mükellef Girişi